Yağ Enjeksiyonu
Bir plastik cerrah olarak kendimi çoğu zaman insanı şekillendiren heykeltıraş olarak da görebiliyorum. Yağ hücresi ile ilgili bilgilerimiz arttıkça vücut şekillendirme ve cilt gençleştirme konularında epey aşama kaydettik. Aslında her şey a970’lerde liposuction ameliyatının uygulanması ile başladı. Önce istemediğimiz yağlardan kurtulmanın yolu açıldı. Ardından cerrahların aklına “bu istenmeyen yağları başka bölgelerde ihtiyacı karşılamak üzere kullanabilir miyiz ?” sorusu geldi. Yapılan çalışmalar yağ hücresinin uygun teknikle bir bölgeden alınıp diğer bir bölgeye aktarıldığında orada da canlılığını sürdürüp etki göstereceğini ortaya koydu. Bundan sonra da yağın vücut şekillendirme işlemlerinde kullanılma alanı dramatik olarak arttı.
Evet yağ hücresi bir bölgeden alınıp diğer bir bölgeye yerleştirilebilir ve bu yeni bölgede etkisini devam ettirebilir. Tabii her kuralda olduğu gibi bunun da bazı istisnaları var. En önemli istisnası da aktarılan yağ hücrelerinin sadece belli bir oranı yaşamını sürdürebilir. Yani geri kalan kısım erir. Uygun teknikler geliştirilerek eriyen yağ hücresi oranı giderek azaltılmıştır ama bugün için aktarılan yağ hücreleri %100 oranında kalıcıdır diyemiyoruz. İşte bu nedenle yağ enjeksiyonu işlemlerini çoğu zaman iki seanslı olarak düşünmek ve buna göre plan yapmak gerekir. İlk seansta işlem yapılır. 3-6 ay arasında 2. Seansta takviye ve rötuşlar yapılır. Hastalarımızın beklentisini de buna göre ayarlamak gerekir.
Yağ Enjeksiyonu Bölgeleri
Bugün yağ enjeksiyonlarının en fazla kullanıldığı bölgeler yüz, meme ve popodur. Yüze yapılan yağ enjeksiyonlarının diğer bölgelere göre bir ayrıcalığı vardır. Yağ hücresi aslında içerdiği yüksek miktarda kök hücre ile anti-aging özelliğine de sahiptir. Özellikle yüz germe ameliyatlarında ihtiyaca göre yapılacak enjeksiyonlarla deri kalitesi de önemli oranda düzeltilebilir. Fakat yüz bölgesinde dikkat edilecek konu bu bölgedeki derinin daha ince olması nedeniyle hücrelerin en ufak birimlerine ayrılarak enjekte edilmesi gerekliliği. Aksi takdirde kaba yağ hücrelerinin ince deriden, özellikle çok ince olan göz kapağı çevresindeki deriden gözükmesi ya da ele gelmesi mümkündür.
Memeye yağ enjeksiyonları uzun bir zamandan beri üzerinde konuştuğum ve yazdığım bir konu. Silikon protezlere alternatif olarak meme büyütme amaçlı kullanılan en geçerli yöntemdir. Enjekte edilen yağlar kendi dokunuz olduğu için yabancı bir maddenin getirdiği riskleri bertaraf etmiş olursunuz. Burada biz plastik cerrahların elini sınırlayan nokta memede yağ enjeksiyonuyla elde edilebilecek büyüme miktarı. Meme büyütme ameliyatına ihtiyaç duyan hastalar genelde zayıf ve ince bir vücut yapısına sahiptirler. Dolayısıyla böyle bir hastanın yeterli yağ rezervine sahip olma ihtimali de düşüktür. Ancak mevcut meme dokusu olan ancak bir nebze daha büyük göğüs isteyen hastalar bu işlem için uygun adaylar olabilirler.
Son dönemde en çok merak edilen ve yurtdışı örneklerinde de en çok yaygınlaşan uygulama popoya yağ enjeksiyonlarıdır. Brezilya usulü popo kaldırma (Brezilian Buttock Lift, BBL) olarak da adlandırılan bu uygulamaya aday hasta sayısı aslında meme adaylarında daha fazladır. Çünkü bu uygulama ile popoya hem daha dik bir görünüm verilebilirken hem de şekillendirme amaçlı yağ enjeksiyonları da yapılabilir. Yine unutulmaması gereken nokta hastalarda yeteri kadar yağ deposunun olması gerektiği.
Yağ Enjeksiyonu Süreci
Benim bu yöntemlere ilave olarak uygulamasını en çok sevdiğim bir alan da yağ enjeksiyonu ve liposuction kombine yöntemi ile tam vücut şekillendirme. Bu yöntemde bel, kalça, basen ve bacaklara kadar uzanan bir hat üzerinde fazla yağ içeren bölgeler liposuction ile alınırken bazı çukur ve ince kalmış bölgeler de alına yağ ile doldurulur. Böylece estetik vücut konturları oluşturulur. Hastalar daha dişi görünen vücut hatlarına kavuşur.